Diyanet İşleri Başkanlığı tarihine ilk kadın başkan yardımcısı olarak geçen Prof. Dr. Huriye Martı, bu görevin kendisi için onur verici olduğunu ancak aynı zamanda omuzlarına çok ciddi bir sorumluluk yüklediğini belirtti.
Prof. Dr. Martı, toplumumuzda cinsiyetçi bir yaklaşım olduğunu iddia ederek “Cinsiyetçi önyargıları kırmak istiyoruz. Irkçılık ne kadar zehirliyse, ne kadar bölücü, parçalayıcı ve ne kadar toplumu yıpratıcı ise cinsiyetçiliğin de aynı şekilde toplum için ‘zehirli bir ok’ olduğunu anlatmaya çalışmak istiyoruz” derken de farkında olmadan “cinsiyetçilik” girdabına düşmüş oluyor…
20 YILIN SONUNDA KADIN/ERKEK ÜZERİNDEN SAVAŞ ÇIKARTILIYOR
Bir neslin yetiştirildiği zaman dilimi olan 20 yıl gibi uzun bir süredir iktidarda olan AKP, Aile Bakanlığı’nı KADEM kafasına teslim ettiğinden beridir temel direğimiz çatırdıyor. Kadın/erkek üzerinden savaş çıkarma ve ailenin köküne dinamit koyma çalışmaları devam ederken diğer yandan İstanbul Sözleşmesi gibi “cinsiyetsiz” bireyler oluşturma sapkınlık ve feminist kafaların beslendiği projelerle boğuşmaya devam ediyoruz.
Söze “Cinsiyetçilik” diye başlamak da zehirli bir ok değil mi?
Kadının bedenini “reklam metası” olarak kullanan zinniyetle aynı bedeni savaş alanına çeviren kafa arasında ne fark var?
Milli Gazete